1. Gün
İstanbul - Bari - Lecce
İstanbul Havalimanı’nda saat 04.15’te buluşuyoruz.TK 1445 sefer sayılı Türk Hava Yolları uçuşu ile 07.15’te Bari’ye hareket ediyoruz ve İtalya yerel saati ile 08.15’te Palese Havalimanı’na iniş yapıyoruz.Lecce yolumuz üzerinde I Pastini şaraphanesinde mola verip mahzen gezisi yapıyor ve Itria Vadisi’nin yerel üzümlerinden elde edilmiş geleneksel şaraplarını tadıyoruz.Sonrasında İtalya’nın Puglia bölgesinin tarihi şehri, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde bulunan Barocco Leccese akımına bozulmamış dokusu ve eserleriyle ev sahipliği yapan «Güneyin Floransası» olarak adlandırılan Lecce’ye varıyoruz.Panoramik şehir turumuza Lecce’nin kalbi Duomo Meydanı’ndan başlıyoruz. Meydanda bulunan, Barok mimarinin en etkileyici örneklerinden Lecce Katedrali’ni ziyaret ediyoruz.Ayrıntılı sıva süslemeleriyle bilinen küçük bir kilise olan San Matteo’yu keşfedip rotamızı antik döneme ait kalıntıların arasında kendini korumuş Roma Amfitiyatro’suna çeviriyoruz.Ardından hemen bitişiğindeki Sant’Oronzo Meydanı’na geçiş yapıyor ve yine Roma döneminden kalma ikonik Aziz Oronzo Sütunu’nu ve Il Sedile Sarayı’nı görüyoruz.Çeşitli Barok heykelleri ve sembollerle süslenmiş cephesi ile ünlü Santa Croce Bazilika’sından sonra kendimizi günümüzde hükümet binası olarak hizmet veren tarihi Celestini Sarayı’nda buluyoruz.Lecce’nin dar ve büyüleyici sokaklarındaki yürüyüşümüzün ardından şehrin önemli tarihi kapılarından biri olan Porta Napoli’ye varıyor ve şehir surları boyunca yürüyüp panoramik manzaranın tadını çıkarıyoruz.Otelimize transfer ve konaklama.
2. Gün
Lecce- Martina Franca - Locorotondo - Alberobello
Otelimizdeki kahvaltı sonrasında Itria Vadisi’ni keşfetmek üzere yola çıkıyoruz. İlk durağımız Puglia bölgesinin en güzel kasabalarından, Barok ve Rokoko mimari ile bezenmiş Martina Franca.Martina Franca’nın tarihi merkezini keşfimiz esnasında Piazza Maria Immacolata Meydanı, Piazza Plebiscito Meydanı ve meydanda bulunan San Martino Bazilikası, Piazza Roma Meydanı, Palazzo Ducale Sarayı ve Porta di San Stefano şehir kapısı görülecek yerler arasındadır.Bir sonraki durağımız Locorotondo’da 18.yüzyıldan kalma Chiesa Madre San Giorgio Kilisesi, Piazza Vittorio Emmanuele II Meydanı ve Chiesa di San Nikola Kilisesi’ni ziyaret ediyor, kasabanın muhteşem manzarasını seyir teraslarından birinde deneyimledikten sonra ise bölgenin çekim noktalarından Alberobello’ya geçiş yapıyoruz.Alberobello dünyanın dikkatini çeken ve UNESCO Dünya Mirası olarak kabul edilen «Trulli» adındaki geleneksel taş konik evleri ile ünlüdür. Alberobello'nun sokakları, bu beyaz peri masalı evlerle doludur ve bu benzersiz mimari tarz, Puglia kültürünün bir yansımasıdır.Kasabadaki iki ana trulli bölgesi olan Rione Monti ve Aia Piccola'yı, Trullo Sovrano Müzesi’ni, «Trulli Kilise» Chiesa Sant’Antonio di Padova’yı, ikiz trullo evleri olan Trullo Siamese’yi, Aziz Cosmas ve Damian Bazilikası’nı ziyaret ediyor ve Belvedere Santa Lucia seyir terasındaki manzara ile günümüzü sonlandırıyoruz. Otele transfer ve konaklama.
3. Gün
Alberobello - Matera - Salerno
Oteldeki kahvaltımızın ardından geçmişi MÖ 10. yy’a kadar uzanan, dünyanın en eski sürekli yerleşim yerlerinden biri olan Matera’ya geçiş yapıyoruz. Bu tarihi şehir aynı zamanda UNESCO Dünya Mirasları listesinde bulunmakta ve 2019 yılında Avrupa Kültür Başkenti olarak seçildi.“Yeraltı Şehri” (La Citta Sotterranea) olarak da bilinen şehir film yapımcıları için popüler bir yer haline gelmiş ve James Bond: Ölmek İçin Zaman Yok (2021) ve Tutku: İsa’nın Çilesi (2004) de dahil özellikle erken dönem Hristiyanlık konulu onlarca film için set olarak kullanılmıştır.Her biri kendi cazibesine sahip Sasso Caveoso ve Sasso Barisano olmak üzere iki bölgeye ayrılan tarihi merkez, “Sassi di Matera” nın dar geçitlerinde dolaşıp; kaya içine oyulmuş mağara evleri, kiliseleri, müzeleri ve sarnıçları keşfediyoruz.13.yy’dan kalma Romanesk tarzda inşa edilmiş Matera Katedrali, freskleri ile ünlü San Pietro Barisano Kilisesi ve diğer ruperstian kiliseler, mağara evlerinin içindeki geleneksel yaşam tarzını görme imkanı sunan Casa Grotta di Vico Solitario, devasa yeraltı sarnıcı Palombaro Lungo, 16.yy’da çıkan bir halk ayaklanması sebebiyle yarım kalan Tramontano Kalesi şehirde göreceğimiz önemli yerler arasındadır.Turumuz sonrasında rotamızı Amalfi Kıyıları’na doğru çeviriyor ve Salerno şehrine doğru yola çıkıyoruz. Şehre varışımızın ardından Salerno’da panoramik şehir turu yapıyor ve şehirdeki otelimize transfer oluyoruz.Konaklama otelimizde.
4. Gün
Salerno - Sorrento - Positano - Ravello - Salerno
Otelimizdeki kahvaltının ardından Pontecagnano kasabasına geçiş yapıyoruz. İtalya’nın güney bölgelerinde 7. ve 8. yüzyıllardan beri manda sütünden üretilen ve en seçkin mozzarella peyniri kabul edilen «buffalo mozzarellası»’nı yüzyıllardır aile geleneği olarak üreten tarımsal işletme Taverna Penta’da kısa bir gezi ile birlikte mozzarella ve ricotta tadımı gerçekleştiriyoruz.Lord Byron, Goethe, Charles Dickens ve Friedrich Nietzsche gibi yazarlarca ziyaret edilen ve 1920’li yıllarda Maksim Gorki’nin de hayatını sürdürdüğü Sorrento’ya geçiş yapıyoruz. Sorrento Yarımadası’ndan Napoli Körfezi’ne bakan ve limon bahçeleri ile meşhur bu kasaba mitolojide denizcileri baştan çıkaran evlenmemiş genç kız anlamına gelen ‘siren’lerin ülkesi olarak tarif edilir.Ardından 1997'de UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak ilan edilen, Avrupa’nın en güzel kıyı şeritlerinden, deniz manzaralı yamaçlar ve romantik liman kasabalarıyla bezeli «Costiera Amalfitano»’yu yani Amalfi Sahilleri’ni keşfetmek üzere ilk durağımız Positano’ya doğru yola çıkıyoruz.Amalfi Sahilleri’nin incisi, İtalya’nın en güzide ve büyüleyici noktalarından biri olan Positano, sarp kayalıklara tırmanarak yerleşen pastel renkli evleri, masmavi denizi ve plajlarıyla ünlü. 1950’lerde John Steinbeck, Positano’yu bir dergi için kaleme almış ve o günden sonra filmlere ve şarkılara da konu olmaya başlamış bu kasabanın pitoresk manzarasının tadını çıkarıyoruz.Sonrasında Amalfi kıyılarının dar ve dolambaçlı yollarında ilerleyerek nefes kesen deniz manzaraları, muhteşem bahçeleriyle ünlü bir dağ kasabası olan Ravello’ya varıyoruz. Richard Wagner’e ünlü operası Parsifal’i tamamlamasında ilham kaynağı olan ve tarihi 13.yy’a kadar uzanan meşhur Villa Ruffolo’yu ziyaret ediyoruz.Salerno’daki otelimize transfer ve konaklama.
5. Gün
Salerno - Capri - Napoli
Oteldeki kahvaltımızın sonrasında Salerno limanına transfer olacağız ve tarihi villaları, limon çiçeği kokulu bahçeleri, doğal güzellikleri ve plajları ile ünlü dünya sosyetesinin gözbebeği Capri Adası’na feribot ile yolculuk yapıyoruz.Antik Roma dönemlerine kadar uzanan köklü bir tarihe sahip olan ada, zengin Roma vatandaşlarının eğlence ve sayfiye yeri olarak popülerdi ve İmparator Tiberus’un adaya sarayını inşa etmesiyle adanın prestiji arttı.20. yüzyılın başlarında, Capri, Avrupa'nın sanatçıları, yazarları ve entelektüelleri için bir sığınak haline geldi. Özellikle İsveçli Doktor Axel Munthe'nin denizden 325 metre yükseklikte eski bir Roma villası üzerine inşa ettirdiği evi ve onun hakkında kaleme aldığı "San Michele’nin Hikayesi" adlı eseri 45ten fazla dile çevrildi ve adanın ününü iyice artırdı.Adanın Capri kasabasında tarihi merkez Piazzetta Meydanı, Giardini di Augusto’nun ünlü Faraglioni kaya oluşumlarını gören teraslı bahçeleri, Maksim Gorki’nin adadaki sürgün yıllarına ev sahipliği yapan Via Krupp patikası, gidiş yolu üzerinde Certosa di San Giacomo Manastırı’nı göreceğimiz Belvedere di Tragara terasları ziyaret edeceğimiz yerler arasındadır.Daha sonrasında adanın geleneksel İtalyan kasabalarının bir örneği olan Anacapri’ye geçiş yapıyor; Villa San Michele’yi ve San Michele Kilisesi’ni ziyaret ettikten sonra teleferikle adanın en yüksek noktası Monte Solaro’ya çıkıp, Napoli Körfezi ve Amalfi Sahili manzarasının tadını çıkarıyoruz.Feribot ile anakaraya döndükten sonra konaklama Napoli’deki otelimizde.
6. Gün
Napoli - Pompeii - İstanbul
Otelimizdeki kahvaltının ardından 3000 yıllık tarihi ile Campania bölgesinin başkentliğini yapan, pizzanın anavatanı Napoli’nin, UNESCO Dünya Miras Listesi’nde bulunan tarihi şehir merkezini, ünlü caddelerini, kalelerini ve müzelerini keşfedeceğimiz panoramik şehir turumuza başlıyoruz.Turumuz esnasında Piazza del Plebiscito Meydanı, Castel dell'Ovo ve Castel Nuovo Kaleleri, Napoli Ulusal Arkeoloji Müzesi ve Lungomare di Napoli sahil şeridi göreceğimiz önemli yerler arasındadır.Ardından rotamızı güneye, antik Roma şehri Pompeii’ye çeviriyoruz. Efsanlere konu olmuş bu şehir M.S. 79 yılında Vezüv Yanardağı'nın patlaması sonucu kısa sürede içerisindeki her şey ile birlikte volkanik kül ve lavlar altında gömülerek yok oldu ve kendisini 18.yüzyılda keşfedilene kadar neredeyse kusursuz şekilde günümüze sakladı.UNESCO Dünya Miras Listesi’nde bulunan ve hala kazıları devam eden bu antik şehirde Roma döneminin günlük yaşamını gözler önüne seren, adeta bir açık hava müzesi olan Pompeii Arkeoloji Parkı’nı ziyaret ediyoruz.Ardından Pompeii’den Napoli havalimanına transfer ve Türk Hava Yolları’nın TK1880 sefer sayılı uçuşuyla saat 19:35’te İstanbul’a hareket.Yerel saat ile 22:55’te İstanbul Havalimanı’na varış ve turumuzun sonu.